Dilin içinde kalarak dil öğrenme oyunu
EN | KA | TR |
Genel Bakış
Arka Plan
Oyun Düzeni
Pomodoro Sırasında
Mola Sırasında
Bilinmesi Gerekenler
Oyuncular İçin
Moderatör İçin
Yardımcılar İçin
Tüyolar
Bir Dahaki Sıranız İçin Öneriler
İletişim Yöntemleri
Sohbet Başlatmak İçin Fikirler
Genel Bilgiler | |
---|---|
Oyun süresi | 55 dakika |
Oyuncu sayısı | 1-8 oyuncu 1 moderatör yardımcılar (isteğe bağlı) |
Amaç | Hedef dilinizde yeni bir şey öğrenmek! |
Yeni bir dil öğrenmeye istekli oyuncular, oyun sırasında bu dilde yeni bir şey öğrenmeyi hedefliyor, mesela yeni bir kelime, yeni bir cümle yapısı ya da yeni bir kalıp ifade. En az bir yeni şey öğrenen herkes oyunu kazanır!
Pomodoro, sadece hedef dilin konuşulduğu bir süredir. Bir oyunda üç pomodoro var. Her pomodorodan sonra mola verilir.
Pomodoronun en önemli kuralı şu: Pomodoro sırasında hedef dilin dışındaki bir dil kullanılamaz. Bunun dışında oyuncular kendini ifade etmek için her tür yöntemi kullanabilir. Mesela el işareti yapmak, sessiz sinema oynamak ya da nesne göstermek serbest.
Sık sık mola verilir, bu sayede oyuncular hedef dil hakkında kendi dilinde soru sorabilir. Ayrıca pomodoro sırasında kullanacakları iletişim yöntemleri hakkında da konuşabilirler.
Moderatör, oyunun devam etmesini ve kuralların uygulanmasını sağlar. Moderatörün hedefi, tüm oyuncuların hedef dilde yeni bir şey öğrenmesini ve eğlenceli bir zaman geçirmesini sağlamak. Moderatör aynı zamanda oyunculardan biri olabilir.
Hedef dili bilen bazı arkadaşlar oyuncuların sorularını cevaplamak için yardımcı olarak hazır bulunurlarsa iyi olur. Moderatör aynı zamanda yardımcılık yapabilir. Ama yardımcı olmadan da Pommersion oynamak mümkün. Oyuncular birbirinden, kitaplardan ya da uygulamalardan da yeni şeyler öğrenebilir ve pomodoro sırasında bunları içselleştirebilir.
Bu rollerin birbiriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu daha detaylı öğrenmek için Bilinmesi Gerekenler kısmına bakabilirsiniz.
Yetişkinler yeni bir dil öğrendiğinde genelde zamanlarının ve enerjilerinin çoğunu dil hakkında bir şeyler öğrenmek için harcarlar. Ama bu işe yaramıyor, çünkü beyindeki dil edinimi devrelerini harekete geçiren şey, sadece o dilde kalarak kurulan anlamlı ve amaçlı iletişimdir.
Öte yandan, öğrenmek istediğiniz dilde kalarak iletişim kurmak zordur. Bunun için fırsatlar az olabilir ve özellikle İngilizce bilenler için bu fırsatları değerlendirmeyerek bilinen dile dönmek daha kolay olabilir.
Pommersion kelimesi pomodoro ve immersion kelimelerinden türetilmiştir. Bu oyun, pomodoro tekniğinin temel kavramlarını kullanarak dil öğrenmeye çalışan yetişkinlerin ihtiyacı olan iki şeyi sağlar: dilin içinde kalarak zaman geçirme fırsatı (İngilizce “immersion”), ve dil hakkında konuşmak için fırsatlar. Zoom gibi telekonferans araçları kullanılarak oynanabilmesi için de tasarlanmıştır.
Tasarlanması için son ilham, Viossa adlı yapay bir picin dilden geldi. Onun olmazsa olması, konuşanların kesinlikle bu dilin içinde kalmasıdır. Başka ilham kaynakları arasında, toplumsal dil canlandırma çalışması Where Are Your Keys? ve saha dilbilimcisi Daniel Everett tarafından tanıtılanlara benzer söyletim teknikleri sayılır.
Bir oyun 55 dakika sürer:
Moderatör tek tek her oyuncuya sıra verir. Her oyuncu oyun sonuna kadar en az bir defa sıra alır. Genelde tüm oyuncular sıra aldıktan sonra bir oyuncuya ikinci sıra verilir, ama gerekirse moderatör istisna yapabilir.
Sırası geldiğinde oyuncunun kiminle neyi konuşacağı tamamen onun kararı. Örneğin:
Oyuncu ne zaman isterse sırasının bittiğine karar verir. Çok zaman alırsa moderatör sırasını sonlandırabilir.
Herkes istediği dili kullanabilir.
Moderatör her oyuncuya hedef dil hakkında soru sormak için fırsat tanır. İlk iki mola kısa, bu nedenle sorular ve cevaplar kısa tutulmalı. Karmaşık konular üçüncü molaya bırakılmalı.
İlk kez Pommersion oynamadan önce mutlaka rolünüzle ilgili aşağıdaki notları okuyun.
Ne öğrenmek istediğinizi bilin. Oyun başlamadan aklınızda bir şey olması iyi olur. Ama fazla hırslanmayın. Unutmayın, oyunu kazanmak için sadece bir yeni şey öğrenmeniz yeterli! Tüyolar için Bir Dahaki Sıranız İçin Öneriler kısmına bakın.
Yılmayın. Diğer oyuncular dili sizden daha iyi biliyor olabilir. Ama unutmayın, sıra size gelince seviyeyi siz belirleyeceksiniz. Diğer herkes size uyum sağlayacak.
Sıranız gelince yaratıcılığınızı sergileyin! Pomodoro sırasında yasak olan, başka bir dili konuşmak. Bu, yalnızca hedef dili konuşarak iletişim kuracağınız anlamına gelmiyor. El işaretleri, yüz ifadeleri, komik sesler, sessiz sinema, etrafınızda bulunanları kullanmak ve aklınıza gelebilecek diğer her şey serbest. Yeter ki başka bir dili konuşmayın. Çünkü hâlâ hedef dilin içinde kalmış sayılırsınız. Derdinizi anlatmak için bu özgürlüğü sonuna kadar değerlendirin. Bunu nasıl yapabileceğinizle ilgili daha başka bilgiler için İletişim Yöntemleri kısmına bakın.
İzleyin ve öğrenin. Diğer oyuncuları izleyerek yeni kelimeler ve gramer kuralları öğrenebilirsiniz. Bazı etkili iletişim yöntemleri de gözlemleyebilirsiniz.
Baskı yok. Çekinmeyin. Ama çekingenlik yaşarsanız sıranızı pas geçmekte kendinizi rahat hissedin. Sıra sizde değilken de yeni şeyler öğrenebilirsiniz, ister pomodoro isterse de mola sırasında olsun
Molaları sonuna kadar değerlendirin. Kendi dilinizde sorular sorun. Az önceki pomodoro sırasında olanlar herhangi bir şey sorabilirsiniz. Bir sonraki pomodoro sırasında işinize yarayacak temel kelimeler ve cümleler sorabilirsiniz, örneğin “Doğru mu?”, “Anladın mı?”, “Nasıl diyebilirim?” Ayrıca sinyal olarak bazı el işaretleri kullanmak için de anlaşabilirsiniz.
Dilde biraz ilerleyen bir oyuncuysanız yardımcılık da yapabilirsiniz. Ama hemen atılmak yerine lütfen yardımcılar için olan notları okuyun.
Temel işleviniz, tüm oyuncuların eğlenceli bir zaman geçirmesini sağlamak.
Tüm oyuncuların dahil edildiğini hissetmesini ve oyun sonuna kadar yeni bir şey öğrenmesini sağlayın. Özellikle çekingen olanlara destek olmanız gerekir. Takılıp kalırlarsa sohbeti yeniden başlatmak için bir konu açabilirsiniz.
Kimsenin kendini baskı altında hissetmemesini sağlayın. Tüm oyuncuların sıra aldığından emin olun, ama bir oyuncu pas geçmek ya da sırasını erken bitirmek isterse buna saygı duyun.
Sıra kimdeyse, dilin seviyesini o belirler. Dili iyi bilen oyuncular ve yardımcılar istemeden de olsa atlayıp sohbete hâkim olabilir. Gerekirse nazikçe müdahale edip kontrolü sırası olan oyuncuya geri verin.
Oyunun devam etmesini sağlayın. Bırakırsanız özgüveni yüksek olan oyuncular tüm zamanı kullanabilir. Bir oyuncunun çok zaman aldığını ve diğer oyunculara zaman kalmayacağını görüseniz, sırasını nazikçe sonlandırın.
Saate bağlı kalın. Herkese pomodoro sırasında hedef dilin içinde kalması gerektiğini hatırlatın.
Oyuncuysanız kendinize de sıra verin. Yardımcıysanız, yardımcılar için olan notlar sizin için de geçerli.
İyi ki aramızda varsınız! Siz olmasaydınız oyuncular sadece birbirinden bir şeyler öğrenebilirdi, bu nedenle katıldığınız için çok teşekkürler. Ama büyük güç, beraberinde büyük sorumluluk getirebilir. Bu gücü yanlış kullanırsanız oyun berbat olabilir, doğru kullanırsanız harika olabilir.
Gereğinden az bilgi paylaşmaktan değil, gereğinden fazla bilgi paylaşmaktan korkun. Oyunun amacı yeni bir şey öğrenmek, her şeyi değil. Fazla bilgi paylaşırsanız oyuncular bunalır. Herkes eğlenceli bir zaman geçirsin istiyoruz!
Oyuncunun sırası gelince, her şeye o karar versin. Az ya da çok şey öğrenmek isteyebilir, sizden ya da başka birinden öğrenmek isteyebilir. Tüm yanlışlarının düzeltilmesini mi yoksa şimdilik sadece anlaşılmak mı istediğini anlamaya çalışın. Bu konuda emin değilseniz, “Yani… anlıyorum” diyebilirsiniz. Şimdilik bu ona yetiyorsa başka bir şey gerekmez.
Bir oyuncu sizinle yavaş konuşursa ona bolca zaman tanıyın. Doğru kelimeyi araması gerekirse, bırakın arasın. Ancak gözünüz içine bakarak doğru kelimeyi ona vermenizi istediğini belli ederse cümlesini tamamlayın. Gerçekten ne diyeceklerini bilmiyorlarsa başka bir konu açmayı deneyebilirsiniz.
Oyuncunun dil seviyesinde kalın. Sırası olan oyuncunun hangi seviyede olduğunu anlamaya çalışın ve onunla o seviyede konuşun. Bir şeyin onun için yeni olduğunu anlarsanız o yeni şeyi iyice öğrenmesine odaklanın. İyi iletişim yöntemleri kullanarak yeni şeyi anladığından emin olun. Hazır olduğunu gösterene kadar yeni bir bilgi vermeyin.
Tek seferde sadece bir şey düzeltin. Oyuncunun bunu istediğine eminseniz hatalarını düzeltebilirsiniz. Ama o sizden istemedikçe tüm hatalarını düzeltmeniz gerekmez. Bir şey düzeltirseniz hatırlayacak. Fazla şey düzeltirseniz hiçbirini hatırlamayacak ve onun için eğlenceli olmayacak.
Pomodorodaki bir sonraki sıranızda en az bir yeni şey öğrenmeye çalışın. Ama aynı anda fazla şey öğrenmeye çalışmayın!
Peki acaba nereden başlamalı? Bu tamamen size bağlı. Ama ilham arıyorsanız aşağıdaki önerilere bakabilirsiniz. (CEFR seviyelerinin kodları eklenmiştir.)
Önemli olan, aklınızda öğrenmek istediğiniz şeyin net olması ve diğer oyuncunun ya da yardımcının neyi aradığınızı anlaması. Bunun için farklı iletişim yöntemleri deneyebilirsiniz.
Öneri | |
---|---|
Sıfırdan başlıyorsanız… | Öylesine bir kelime uydurun, mesela “muki.” Bir yardımcının ya da oyuncunun adını söyleyin. Bir şeyi kaldırıp gösterin ve “Muki?” deyin. Diğer kişi doğru kelimeyi verecektir. |
Bir yardımcının ya da oyuncunun adını söyleyin. Ardından bir hareketi canlandırın, mesela başınızı elinizin tersine yaslayın ya da yürürmüşçesine kollarınızı ileri geri hareket ettirin. Adınız Can ise, “Can muki?” deyin. Diğer kişi doğru kelimeyi verecektir. | |
Bazı temel cümleleri biliyorsanız… (A1) | Doğru kelimeyi bilmediğiniz bir şey düşünün. Bir yardımcının ya da oyuncunun adını söyleyin. Ardından bildiğiniz kelimeleri kullanarak o şeyi anlatın. En son “Bu nedir?” diye sorun. |
“Boşlukları doldurma” tekniği şöyle kullanın: Bir yardımcının ya da oyuncunun adını söyleyin. Ardından bir cümle söyleyin ama öğrenmek istediğiniz kelimenin yerine “boşluk” bırakın. Örneğin, “Bu kalem benim” dedikten sonra ikinci bir kalemi diğer kişiye uzatırken “Bu kalem…?” diyebilirsiniz. Diğer kişi doğru “senin” kelmesini verecektir. | |
Bugün neler yaptığınızı anlatabiliyorsanız… (A2) | Bir yardımcının ya da oyuncunun adını söyleyin. Bildiğiniz cümlelerle yeni bir şey söylemeyi deneyin. Dilerseniz kısa bir hikaye anlatabilirsiniz. Ardından “Doğru mu?” veya “Anladın mı?” deyin. |
Yeni bir şey öğrendiğinizde sıranız bitmemişse, hemen farklı bir cümlede kullanmayı deneyin. Ardından “Doğru mu?” veya “Anladın mı?” deyin. | |
Günlük hayattaki çoğu durumu idare edebiliyorsanız… (B1) | Sevdiğiniz bir konuda konuşun. Söyleyemediğiniz bir şeye gelince bir yardımcıya “Bunu nasıl diyebilirim?” deyin. |
Çoğu düşüncenizi ifade edebiliyorsanız… (B2) | Hedef dilde en son ne zaman zorlandığınızı düşünün ve bir yardımcıya anlatın. Neler olduğunu ve hangi noktada zorlandığınızı açıklayın. Aradığınızı bulamasanız da mutlaka yeni bir şey öğreneceksiniz. |
Çoğunlukla hatasız konuşuyorsanız… (C1) | Bir yardımcıyla sohbet edin. Ama tam olarak hangi konuda yardım istediğinizi belirtin: gramer mi, telaffuz mu, yoksa her ikisi mi? Yardımcı sizi düzeltene kadar devam edin, sonra düzelttiği noktaya odaklanın. |
Bir yardımcıyla az şey bildiğiniz bir konuda konuşun. Çok geçmeden yeni bir şey öğreneceksiniz. Bu yeni bir kelime, yeni bir deyim, doğru bir telaffuz ya da gramerle ilgili bir nokta olabilir. |
Oyuncu ya da yardımcı olun şunu merak edebilirsiniz: Oyuncu bir şey için doğru kelimeyi bilmiyorsa ya da çok kilit bir gramer noktasını bilmiyorsa, iletişim nasıl gerçekleşebilir? Yaratıcılıkla!
Saha dilbilimcilerinin kullandığı bazı yöntemleri açıklayan First Contact Survival Kit videosunu izlemek size ilham verebilir.
Aşağıda bazı genel öneriler yer alıyor:
Yüz ifadenizle, söylediklerinize duygu katın. İyi bilinen ya da aranızda anlaştığınız bir el işareti kullanın. Bir nesne ya da eşya kullanarak ne demek istediğinizi gösterin. İnternette resim arayıp cihazınızda diğer kişiye gösterin.
Hangi kelimeyi aradığınızı ya da yeni bir kelimenin ne demek olduğunu göstermek için bağlam verin ya da uydurun. “Boşlukları doldurma” tekniği bu kapsama girer.
Bir kelimenin ne demek olduğunu ya da hangi kelimeyi aradığınızı netleştirmek için birden fazla örnek verin. Kelimenin kullanıldığı farklı durumları açıklamak için hikaye anlatın. Durumu canlandırın, mesela sessiz sinema ya da pandomim yapın.
Oyuncu bir kelimeyi bilmiyorsa belki de tersini biliyordur. Örneğin “beyaz” kelimesini bilmiyorsa şöyle diyebilir: “Süt siyah değil, nedir?” Yardımcı hangi kelimeyi aradığını hemen anlar. Ya da oyuncu “senin” kelimesini öğrenmeye çalışıyorsa “Bu benim değil, kimin?” diğerek konuştuğu kişiye işaret edebilir.
Karşılaştırma yapmak da işe yarayabilir. Örneğin, oyuncu “daha” kelimesini bilmiyorsa şöyle diyebilir: “Araba büyük, ama ev… şey büyük.” Diğer kişi “daha büyük” diyerek düzeltebilir.
Bir oyuncu sırası gelince ne diyeceğini bilemiyorsa, moderatör ya da bir yardımcı aşağıda önerilen konulardan birini açarak konuşmalarını sağlamaya çalışabilir:
Versiyon 5.3 (0)
© 2020 Joel Thomas
Yorumlarınız